Osteosarkom

Kemiğin en sık 2. kanseridir. Yıllık insidansı 4-6: 1 milyondur. Çoğu primer dediğimiz kendiliğinden ortaya çıkarken nadiren sekonder dediğimiz Paget hastalığı ya da radyasyon zemininde gelişebilir.

Bazı sendromlar (Herediter retinoblastom, Li-Fraumeni vs) bu kanserin ortaya çıkmasında genetik yatkınlık oluşturabilirler. Primer osteosarkomların en sık tipi klasik osteosarkomdur. Telenjiektazik, parosteal, periosteal, küçük hücreli, yüksek dereceli yüzeyel gibi diğer tipleri de mevcuttur.

 

OsteosarkomOsteosarkomOsteosarkom

 

Klasik osteosarkomlar çok erken ve geç yaşlarda görülebilse de en sık 10-25 yaş arasında ortay çıkar. En sık diz ve omuz çevresinde saptanır. Erkeklerde biraz daha sık görülür. Sıklıkla kemiğin metafiz bölgesine yerleşir.

Hastalar genellikle ağrı şikayetiyle hastaneye başvurur. Ağrı sıklıkla kemik yıkımına bağlıdır. Ağrı başlangıçta hafif iken zamanla artarak istirahatte geçmeyen ve ağrı kesicilere yeterli yanıt vermeyen hale gelir. Diğer en sık şikâyet ise şişliktir. Hasta bu iki şikâyet nedeniyle tümörün yerleştiği uzvu kullanmakta güçlük çekmeye başlar.

Laboratuar tetkiklerinde alkalen fosfataz, laktik dehidrogenaz ve sedimentasyon yüksekliği görülebilir. Radyoloji yöntemlerinde ilk değerlendirilmesi gereken direk grafidir. Direk grafide tümörün yerleştiği kemikte yıkım (destrüksiyon) ve yapım (periost reaksiyonu) birlikte görülür. Sınırları net belli olmayan heterojen kitle şeklindedir. Manyetik rezonans görüntülemede tümörün yumuşak doku kompenenti ve sınırları daha net ortaya konur. MR ayrıca kemoterapiye yanıtın değerlendirilmesinde ve ameliyatın planlanmasında yardımcıdır.

Klinik ve radyolojik tetkikler tamamlandıktan sonra tanıyı kesinleştirmek için biyopsi yöntemine başvurulur. Biyopsi kapalı iğne ya da açık yöntemler ile yapılabilir. Osteosarkom tanısı konulan hasta yakın (lenf nodu, skip metastaz) ve uzak (Akciğer, diğer kemikler) metastaz varlığı açısından farklı tetkikler ile (Akciğer ve Batın Tomografisi, Tüm vucüt MR, Tüm vucüt kemik Sintigrafisi ya da PET-CT) taranmalıdır.

Osteosarkomun klasik tedavisi (Parosteal Osteosarkom hariç) 3 kür kemoterapi (Adriamycin (Doxorubicin), Cisplatinum, Methotrexate, İfosfamid ilaçlarının farklı kombinasyonları uygulanabilir) sonrası ameliyat ile tümörün temiz bir şekilde (geniş rezeksiyon) çıkarılması ve ardından tekrar 3 kür kemoterapi verilmesidir. Ameliyat ile hastanın uzvunun korunması hedeflenir çıkarılan kemik ya da eklem biyolojik (geri kazanım, fibula, allogreft vs) ya da biyolojik olmayan (protez) ile yeniden yapılandırılır. Patolojik kırık olması ampütasyonu (hastanın uzvunun kesilmesi) gerektirmez. Osteosarkom radyoterapiye dirençli olduğu için rutin tedavide uygulanmaz. Osteosarkomlu hastanın 5 yıllık sağ kalım oranı % 60-70 cıvarındadır. Metastaz varlığı (Skip lezyon dahil), yüksek grade, kötü kemoterapi yanıt (<%90 nekroz), pelvis,omurga yerleşimi, >10 cm boyut, patolojik kırık varlığı, erkek cinsiyet ve ALP yüksekliği bu oranı olumsuz etkileyebilir.Hastalar tedavi sonrası uzun yıllar boyunca tekrarlama (nüks) ve sıçrama (metastaz) açısından takip edilmelidir.

 


MSO

Blog Yazılarımız

İletişim Bilgileri

Adres

Teşvikiye Mah. Hakkı Yeten Cad.
Doğu İş Merkezi , No:15 Kat:7
Şişli, İstanbul
34365

Bir "TIK" Yakındayız

Please publish modules in offcanvas position.