Omurga Metastazı (Kanserin Omurga Kemiklerine Sıçraması)
Omurga metastazı, kanserin ilk olarak iç organlarda gelişip daha sonra omurga kemiklerine yayılması sonucu oluşan bir durumdur. Çoğunlukla kan yoluyla sıçrayan bu tür metastaz, hastalarda sırt ve bel ağrısı gibi şikayetlerle kendini gösterir. Erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleri, hastaların yaşam kalitesini artırmada kritik bir rol oynar.
Omurga metastazı nedir?
Kanserin kaynaklandığı iç organlardan omurga kemiğine sıçraması, yani yayılmasıdır. Bu sıçrama genellikle kan yoluyla gerçekleşse de lenf (meme, prostat ve testis) ya da direkt komşuluk (akciğer) ile de gelişebilir. Omurganın en sık kötü huylu tümörüdür. Sıklıkla 40 yaş sonrası görülmektedir. Omurga metastazı mevcut kanserin ilerlemiş olduğunu (4. evre) göstermektedir. Bu hastalar multidisipliner (Ortopedik Onkoloji hekimi, Tıbbi ve Radyasyon Onkolojisi, Patoloji, Radyoloji ve Nükleer Tıp) olarak değerlendirilmelidir.
Omurga metastazı sıklığı nedir?
Ülkemizde her yıl yaklaşık 240 bin kişi kansere yakalanmaktadır. Son yıllarda kanser tedavilerinin gelişimine paralel olarak yaşam süresi uzadıkça omurga metastazı ile karşılaşma sıklığımız artmaktadır. Kemik, akciğer ve karaciğerden sonra en sık metastaz alan üçüncü bölgedir. Kanser tipine bağlı olarak ortalama %40 oranında omurga metastazı görülebilmektedir.
Omurga metastazlarının nedeni nedir ve en sık hangi kanserler omurgaya metastaz yapar?
Omurga metastazlarının nedeni başka organ kaynaklı kanserlerdir. Kanserlerin tamamının omurga kemiğine metastaz yapma ihtimali vardır fakat en sık meme, prostat, akciğer, böbrek ve tiroid kanserleri kemiğe metastaz yapar. Bunun nedeni bu kanser tiplerinin toplumda daha sık görülmesi ve beklenen yaşam süresinin uzun olmasıdır.
Omurga metastazlarının belirtileri nelerdir?
Omurga metastazlarının en sık ve ilk şikayeti sırt ya da bel ağrısıdır. İstirahatte bile ağrının olması ve zamanla şiddetinin artması tipiktir. Hasta ilerleyen dönemlerde geceleri ağrı nedeniyle uykudan uyanabilir ve standart ağrı kesicilerden yeterli fayda görmeyebilir.
Hastalar nadiren (%10-30) metastazın kemiği zayıflatmasının neden olduğu omurga kırığı ile hekime başvurur.
Omurga kemiğine metastaz hastalarında (%20-30) omurilik ya da sinir kökü basısına bağlı kol ya da bacaklarda uyuşma, karıncalanma ve güçsüzlük ortaya çıkabilir. Hasta yürümekte zorluk çekebilir. Sinir hasarına bağlı bağırsak ve idrar fonksiyonlarında bozulma gelişebilir. Özellikle gecikmiş vakalarda omurga kemiğinde kırığa bağlı ciddi çökmeye bağlı kemik parçalarının ya da ilerleyen tümörün omurilik basısı durumunda kısmi ya da tam felç gelişebilir.
Omurga metastazının tanısı nasıl konur?
Omurga metastazlı hastalar klinikte çok farklı şekillerde karşımıza çıkabilir. Sıklıkla kanser tanısı ve tedavi sürecinde olan hastanın şikayeti olmaksızın rutin taramada ya da yukarıda bahsedilen şikayetler nedeniyle hekime başvurduğunda tespit edilir. Bununla birlikte bazı hastalarda kanser hikayesi olmamasına rağmen direkt omurga metastazı ile tanı konulur. Ayrıca tedavi edilmiş bir kanserin yıllar sonra ortaya çıkan bulgusu da olabilir.
Omurga metastazı tanısının konulmasının hayati önemi vardır. Özellikle kemiğin kendisinden kaynaklanan tümörlerden ve hastanın mevcut tümöründen başka bir odaktan kaynaklanmadığını ortaya koymak önemlidir. Aksi takdirde hastanın yaşamını ciddi şekilde olumsuz etkileyecek geri dönüşümsüz hatalara yol açılır. Bunun için hastanın hikayesinin detaylı incelenip fizik muayenesinin yapılmasının yanı sıra gerekli radyolojik tetkikler yapıldıktan sonra bazı durumlarda biyopsi işlemine gereksinim duyulabilir.
Tutulan kemiğin tamamını içeren iki yönlü grafi en temel tetkiktir. Tomografi, kemik yıkımı hakkında daha iyi fikir vermekle birlikte kaynağı bilinmeyen metastaz hastalarında akciğer ve batın tomografileri çekilerek kanser odağı tespit edilmeye çalışılır. Yumuşak dokunun değerlendirilmesinde ve özellikle omurilik basısının tespitinde ilaçlı MR en iyi yöntemdir.
Özellikle 40 yaş üstü hastalarda saptanan omurga lezyonlarında metastazdan şüphe ediliyorsa laboratuvar tetkiki olarak tümör belirteçleri istenir.
Eğer hastanın kanser hikayesi yok ise ya da kanser hikayesi olan hastanın taramasında nükleer tıp yöntemleri (PET-CT ya da Sintigrafi) ile tespit edilen tek bir omurga tutulumu var ise biyopsi uygulanabilir. Biyopsi genellikle özel iğneler yardımı ile görüntüleme eşliğinde kapalı olarak gerçekleştirilir.
Tüm bunlara rağmen hastaların %3-4’ünde tümörün nereden kaynaklandığı saptanamayabilir.
Omurga metastazı başka hastalık ile karışır mı, nasıl ayırt edilir?
Omurga metastazı maalesef başta yıpranmış omurga hastalıkları (fıtık, dar kanal vb.) olmak üzere ağrıya ve sinir basısı bulgularına neden olan birçok omurga problemi ile karışabilir. Bunun asıl nedeni, hastalarda ortak şikayete neden olmalarıdır.
Benzer şekilde aynı yaş grubunda sık karşılaştığımız omurga kırığının bir nedeni de kemik erimesidir (osteoporoz).
Şikayete neden olan hastalıkları ayırmak deneyimin yanında titiz klinik ve radyolojik değerlendirme gerektirir. Öncelikle hastaların hikayesi iyi alınmalı ve özellikle kanser hikayesi sorgulanmalıdır. Hastanın kanser hikayesi olmasa da şüpheli durumlarda laboratuvar ve vücut tarama tetkikleri yapılmalıdır. Omurga bölgesine çekilen tomografi ve MR tetkikleri titizlikle incelenmelidir.
Omurga metastazında erken teşhisin önemi nedir?
Omurga metastazında erken teşhisin; bozulan yaşam konforunu iyileştirmek ve gündelik aktivitelere geri dönmesini sağlamak, gelişebilecek omurga kırıklarının ve sinir hasarlarının önüne geçilmesi ve hastanın mevcut kanser tedavisine yön vermek açısından hayati önemi vardır. Bu nedenle özellikle kanser hikayesi olan hastada boyun, sırt ya da bel ağrısı şikayeti ortaya çıkmışsa ve bu ağrı zamanla artıp istirahatte de devam ediyorsa mutlaka alanında uzman bir hekime başvurması önerilir.
Omurga metastazlarının tedavisi nasıl yapılır ve hedef nedir?
Omurga metastazlı hastaların tedavisinde temel amaçlar: ağrıyı azaltmak, kırık gelişimini engellemek ve hastanın fonksiyonunu/yaşam kalitesini iyileştirmektir. Kanserin tipi, yaygınlığı, kemik yıkımının boyutu, tümörün radyoterapi ve kemoterapiye yanıtı, hastanın genel durumu ve beklenen yaşam süresi tedaviye karar vermede ana etmenlerdir.
Tedavi medikal (kemik güçlendirici bifosfonatlar ya da denosumab, kemoterapi, hormonoterapi, immünoterapi ve akıllı ilaçlar vb.), radyoterapi ve cerrahi olmak üzere üç ana başlıkta toplanabilir.
Medikal tedavi tıbbi onkoloji hekimleri tarafından düzenlenip uygulanır ve takibi yapılır. Radyoterapi çoğu omurga metastazı için ilk tedavi seçeneğidir ve radyasyon onkolojisi hekimleri tarafından planlanıp uygulanır. Ayrıca ameliyat sonrası yara iyileşmesini takiben tümörün tekrarlamama ihtimalini düşürmek için de rutin uygulanmaktadır.
Cerrahi tedavi, özellikle ve sıklıkla kırık riski ya da varlığında, omurilik ya da sinir kökü basısında uygulanır. Ayrıca radyoterapiye ve medikal tedaviye rağmen ağrının kontrol altına alınamaması ve tümörün tekrarlaması durumunda cerrahi tedaviye başvurulur. Böbrek ve tiroid gibi radyoterapiye dirençli tümörlerde ve hastanın sadece tek bir omurgasında metastaz varlığında hastayı tümörden temizlemek için de tercih edilebilir.
Hastanın ve omurga metastazının durumuna göre kapalı yöntemler uygulanabileceği gibi açık yöntemler de tercih edilebilir.
Omurga metastazına bağlı kırık gelişimi hastanın beklenen yaşam süresini ve günlük yaşam aktivitelerini olumsuz etkileyeceğinden erken tanı ve müdahalenin hayati önemi vardır. Kırık gelişmeden yapılacak müdahale ameliyat riskini azaltacağı gibi hastanın gündelik yaşama dönüşünü hızlandırır ve ek cerrahi gereksinimini azaltır. Omurga metastazına bağlı kırık gelişiminde kırığın ciddiyetine (çökme miktarı, omurganın eğilme derecesi, omurilik basısı vs) göre kapalı çimentolama ya da vidalama uygulanabilir. Uygulanacak yöntem hastanın kalan yaşam süresi boyunca sağ kalmalı ve yeniden cerrahi işlem uygulanmasına gerek duyulmamalıdır.
Omurga kemiğine metastaz varlığında en sık uygulanan yöntem kapalı çimentolama (vertebroplasti) işlemidir. Bu uygulama lokal anestezi altında ve günü birlik yapılabilir. Özellikle ağrıda hızlı ve etkili azalma elde edilebilir. Hastalar aynı gün taburcu olabilir. Aynı seans da birden çok omurgaya uygulanabilir olması ek avantajıdır. Zayıflayan ve çöken omurga güçlendirilerek daha fazla hasarlanması önlenir.
Özellikle omurga kemiğinde ciddi çökme ve omurilik basısı varlığında açık ameliyat uygulanmak durumunda kalınır. Bu durumda sıklıkla omurilik basısına neden olan tümör dokusu ve/veya kırık kemik parçalarının ortadan kaldırılması (seperasyon cerrahisi) ile üst ve alt omurgaların vidalanarak sabitlenmesi (enstrümentasyon) işlemi uygulanır. Özellikle çok ciddi ve parçalı kırık varlığında, radyotertapiye dirençli ya da nüks kanser varlığında ve tek omurga metastazı varlığında omurga kemiği tamamen temizlenerek (korpektomi) oluşan boşluk özel malzemeler ile (cage) yeniden yapılandırılabilir. Omurilik ya da sinir kökü hasarına bağlı klinik bulgu (özellikle his ve güç kaybı) varlığında ameliyata ek olarak tümörün ve kırığın neden olduğu ödemi (enflamasyon) azaltmak için hastalara kısa süreli steroid (kortizon) tedavisi uygulanabilir.
Omurga metastazlarının tedavisinde son yıllarda en yeni yöntemler neler?
Omurga metastazlarının tedavisinde en yeni yöntemler görüntüleme eşliğinde (tomografi, seyyar röntgen) ve anestezi altında kapalı uygulanan yakma (radyofrekans ablasyon, mikrodalga ablasyon) ve dondurma (krioablasyon) işlemleridir. Bu yöntemlerden en sık radyofrekans ablasyon tercih edilmektedir.
Radyofrekans ablasyon (RFA) tümör odağının yüksek ısıda kapalı olarak yakılması işlemidir. Omurga dahil birçok kemikte güvenle uygulanabilir. Düşük riskli ve hızlı sonuç alınabilen etkin yöntemdir. Radyoterapiye dirençli ya da radyoterapi sonrası tekrarlamış (nüks) omurga metastazlarında uygulanabilmesi ekstra avantajıdır. Seçilmiş hastalarda radyofrekans ablasyon ile tümörü yaktıktan sonra aynı giriş yerinden çimentolama işlemi güvenle uygulanabilir.