Kaposi Sarkomu

Kaposi sarkomu damar (lenf ya da kan) kaynaklı deride yerleşen nadir görülen kötü huylu tümördür. Klasik, endemik (Afrika tipi), epidemik (AIDS hastalığı ile ilişkili), iyatrojenik (Nakil hastalarında) ve epidemik olmayan gay ilişkili Kaposi sarkomu olmak üzere beş farklı tipi vardır.

Klasik kaposi sarkomu Akdeniz ülkelerinde görülür ve daha çok ileri yaş (genellikle 60 yaş üstü) erkekleri etkiler. Genellikle iyi seyirlidir ve daha çok ayak ve elde kırmızı/mor renkli yavaş büyüyen leke olarak görülürler. Sıklıkla ayakta yerleşir ve zamanla büyüyerek yukarıya doğru yayılım gösterme eğilimindedirler.

 

Kaposi Sarkomu

 

Uzun süre devam eden hastalığı olanlarda etkilenen ekstremitede lenfödem ve venöz yetmezlik gelişebilir. Hastaların %10-15’inde mukoza, lenf nodu ve iç organ tutulumu görülebilir.

Kaposi sarkomu başta lenfoma, lösemi ve multıpl myelom olmak üzere diğer kötü huylu tümörlere eşlik edebilir.

Ortaya çıkış nedenleri arasında Herpes virüs (Human Herpes Virus-8) risk faktörü olarak ortaya konmuştur. İmmün yetmezlik (AIDS) varlığında daha sık görülmektedir. Ayrıca tahıl işçilerinde, kinin kullananlarda ve kırsal bölgelerde yaşayanlarda risk faktörü daha yüksektir.

Tanısı fizik muayene ve alınan biyopsinin patolojik incelemesi ile konulur. Birçok farklı histolojik alt tipi (anaplastik, lenanjiektatik, büllöz, telanjiektatik vs)  tanımlanmıştır.

Yavaş ilerleyen bir tümör olduğu için genellikle hasta tarafından çok ciddiye alınmaz ve hekim tarafından yanlış tanı konulup uygunsuz müdahale edilebilir. Bu nedenle tümörün ortaya çıkmasından tanısı konmasına kadar geçen süre ortalama 13 ay olarak belirtilmiştir.

Tedavide temel amaç hastanın şikayetlerinin giderilmesi ve tümörün ilerlemesinin durdurulmasıdır.

Bu amaçla cerrahi eksizyon, lokal tedaviler, radyoterapi ve yaygın hastalığı olanlarda kemoterapi uygulanmaktadır.

Kaposi Sarkomu

 

Evre 1 ve 2’de cerrahi eksizyon , radyoterapi ve tümör içine vinkristin uygulaması yapılabilmektedir.

Tek lezyonlarda öncelikli tedavi tümörün cerrahi olarak temiz bir şekilde çıkarılmasıdır.  Ancak diğer kötü huylu yumuşak doku tümörleri gibi temiz sınırlar ile çıkarılması tümörün tekrarlamamasını ve ilerlemesinin durdurulmasını garanti etmez. Ne kadar geniş sınırlar ile çıkarılacağı konusunda fikir birliği yoktur. Ameliyat sonrası radyoterapi uygulanımı tümörün tekrarlama ihtimalini düşürebilir.

Çapı 2 cm den küçük olan sınırlı lezyonlarda krioterapi (tümörü dondurma) uygulanabilmektedir.

Lezyon sayısı fazla, mevcut lezyon büyük ve yayılımcı ise radyoterapi açısından radyasyon onkolojisine hasta yönlendirilir.

Evre 2’nin hızlı seyreden tipinde, evre 3 ve 4’de tedaviye kemoterapi eklenmektedir. Sistemik kemoterapi yaygın hastalık, hızlı ilerleyen hastalık ve iç organ tutulumunda verilir. Sıklıkla kullanılan ilaçlar doksorubisin, vinblastin, bleomisin, paklitaksel ve ağızdan alınan etopoziddir.

 


MSO

Blog Yazılarımız

İletişim Bilgileri

Adres

Teşvikiye Mah. Hakkı Yeten Cad.
Doğu İş Merkezi , No:15 Kat:7
Şişli, İstanbul
34365

Bir "TIK" Yakındayız

Please publish modules in offcanvas position.