Çocuk ve Gençlerde Ameliyat Algısı ve Sürecin Ruhsal Yönetimi
Erken çocukluk dönemlerinden ergenliğe kadar tüm çocukların çeşitli tıbbi nedenlerle ameliyat olması gerekebilmektedir. Çocukların bedenlerine yapılacak müdahaleleri algılayış şekilleri yaş dönemlerine göre değişiklik gösterir.
0-2 yaş arası dönem, bebeklik dönemidir. Bebeğin annesi veya anne olmadığında temel bakımını üstlenen diğer kişi ve kişilerle güvenli bağlanmanın gelişiminin beklendiği ve istendiği bir dönemdir. Bu dönemde güvenli bağlanma gerçekleştiren bebekler bakım verenlerinden bir süre ayrılığı tolere edebilirler. Ameliyat olacak bebeğin duygularını sağlıklı şekilde düzenleyebilmesi ve bu süreçten ruhsal olarak en az etkilenmesi önemlidir. Ameliyat öncesi uyutulmadan hemen önce bakım vericisinin bebeğin yanında olması, yüz ifadesi, jest, mimik ve beden duruşu ile ‘güvendesin, yanındayım’ izlenimini verebilmesi, ameliyat sonrası uyandıktan, çevre farkındalığı başladıktan hemen sonra da tıbbi koşulları müsaade ettiği takdirde bakım verenin bebeğinin yanında olması bebeğin kendi duygularını daha sağlıklı düzenleyebilmesi için en uygun yaklaşımlardır.
2-6 yaş arası dönem, erken çocukluk dönemi/okul öncesi dönem olarak adlandırılır. Bu dönemde çocuklar artık yürüyebilen, konuşabilen, dış dünya ile farkındalıklarının iyice geliştiği, anne-baba dışında üçüncü kişilerle, akranlarıyla sosyal etkileşime girebilen dönemdedirler. Düşünüş tarzı açısından ‘benmerkezcildirler. ‘ ‘Tüm dünya benim etrafımda dönüyor, bir şey olduysa sorumlusu benim.’ şeklinde algılayabilirler. Majik düşünce denilen hayali, abartılı, macera katan, efsanevi düşünceler üretmeye meyilli yaş dönemidir. Bu dönemde çocuklar hayal ederler, ameliyat olmayı en felaket senaryolarla kurgulayabilirler. Bu yaş dönemlerindeki çocuklara anlayabilecekleri şekilde işlemin ayrıntılarına girmeden bilgiler paylaşılmalıdır. Bedeninin hangi bölgesinde işlem yapılacağı, ameliyat öncesi, anı ve sonrası sürece dair bilgiler verilmelidir. Ameliyatta uyuyacağı, o sırada hiçbir acı, ağrı duymayacağı, ameliyat boyunca doktorunun hep onun yanında olacağı, aile bireylerinin onu kapıda bekleyeceği, ameliyat bittikten sonra biraz dinleneceği ve doktor izin verdiğinde anne babasının yanına geleceği, bir süre belki yemek yiyemeyeceği, daha sonra doktoru izin verince sevdiği yiyeceklerden de yiyebileceği, sevdiği yakınlarının onu ziyarete geleceği gibi ayrıntılı ve sürecin olumlu yanlarını da içeren bilgiler ile çocuğun ameliyat olma ile ilgili kaygıları ve isteksizliği azaltılmalıdır.
6-12 yaş arası dönem, ilkokul dönemi ve ortaokul döneminin ilk yıllarını kapsar, ruhsal gelişim dönemi olarak ‘gizil dönem’ ismi verilir. Bu dönemde çocuklar kurallar, yapılması gerekenler konusunda daha uyumlu, makul ve kabullenici olurlar. Bilişsel gelişim açısından da neden-sonuç ilişkisi kurabildikleri, parça-bütün ilişkisini kavrayabildikleri, aksi giden bir durumun tersine çevrilebileceği şeklinde biliş düzeyine sahiptirler. Ameliyat ile ilgili bilgiler çocuklarla zihinlerinde belirlilik kazanacak şekilde paylaşıldığında kaygıları azalacaktır.
12-18 yaş arası dönem ergenlik dönemidir. Bu dönem, biyolojik olarak üreme/cinsiyet hormonlarının da devreye girdiği, çocuğun vücudunda hızlı fiziksel değişimlerin olduğu, çocuğun bilişsel olarak ‘gerçeklik, adalet’ gibi soyut kavramlar üzerine düşünme konusunda yoğunlaştığı dönemdir. Gencin dış görünüşüne daha çok önem verdiği, bu konuda kendini olumsuz olarak yargılamaya yatkınlığının, diğer insanların da kendisini, bedenini olumsuz olarak yargılayacağı konusundaki hassasiyetlerinin arttığı bu dönemde ameliyat olması beden görünümünün bozulması ile ilgili endişelerini daha da çok tetikleyebilir. ‘Neden ben?’ şeklinde sorgulamaları, öfke ve nefret duyguları açığa çıkabilir. Gencin duygusal tepkileri göz ardı edilmemeli, gençler aynı zamanda tepkileri nedeniyle yargılanmamalı ve ebeveynleri destekleyici bir yaklaşım içinde olmalıdır.
Her ameliyatın birey üzerinde psikolojik etkileri olabileceği bilgisinden yola çıkarak temel amacımız çocuğun veya gencin bu süreçten olumsuz etkilenmesini en az düzeye indirmek olmalıdır. Bu nedenle yaş düzeyine uygun şekilde çocuğa hastalığı, yapılacak işlemler, ameliyat öncesi ve sonrası süreçle ilgili konularda ebeveynleri ve tedavi sürecine katkı sağlayan sağlık ekibi tarafından bilgi paylaşımı yapılmalıdır. Ameliyat olmanın ona getireceği olumlu sonuçların vurgulanması önemlidir. Ameliyatın doğurabileceği olası komplikasyonlardan ve bu olması halinde neler yapılacağına dair bilgilerin de yaşına uygun şekilde paylaşılması çocuğun veya gencin ameliyat sonrası dönem olası olumsuzluklarla baş etme düzeyini arttıracaktır.
Ebeveynlerin çocuklarının ameliyat olması ile ilgili duygu durumları da çok önemlidir. Kaygılı ve depresif özellikteki ailelerin çocukları ebeveynlerinin yüz ifadeleri, duruşları ile sözlerinin birbirleriyle uyuşmadığını anlar ve hissederler, bu da onların kaygısını tetikleyebilir. Bu nedenle çocuk ve genç kadar ebeveynin de ameliyat sürecini kabul etmesi ve kendini tüm sürece ruhsal olarak hazırlaması önemli bir konudur.
Prof. Dr. Funda Gümüştaş
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi